26 Nisan 2014 Cumartesi

İtalya Turu VI: Napoli


Napoli 2 milyon nüfuslu bir liman kenti, bu nüfusun on bini maalesef mafya bağlantılı, bu nedenle şehre girerken, rehberimiz bizi ara sokaklara girmememiz konusunda uyardı. Meydanda, Nuova Kalesi civarında, Toledo Caddesi'nde ve deniz kenarında gezebilirsiniz.


Örgütün mecliste de adamları bulunuyor, çocuklar yetişirken bu durumu normal bir olay olarak görüyorlar. Bir kaç yıl önce örgüt yüzünden sokaklarda tonlarca çöp birikmiş, sokaklarda çatışmalar çıkmış, masum insanlar da ölmüş, sonunda askeri birlik olaya el koymuş ve çöpler toplanmış.


Şehre girerken ve şehirdeyken pek çok yerden gördüğünüz Vezüv Yanardağı'nın yüksekliği 1150 metre, şu anda dağda bir hareket yok ama tehlike geçmiş değil. Buna rağmen dağın eteklerine "bize bir şey olmaz" diyerek evler inşa etmişler. Bu söylem bana yabancı gelmedi :)


Balkonlarda on iki ay boyunca çamaşır asılı oluyormuş, evlerinde giysi dolabı olmadığı  rivayeti var. Sicilya'da asılı çamaşırları yağmurdan korumak için sistem bile yapmışlar.


Napolililer için şarkı söylemesini ve yemek yemeyi iyi bilirler deniyor. Napoli, peperiçino denen acı biberin en çok tüketildiği şehir. Pizza, makarna ve tiramisu da Napoli de doğmuş. Pizzası biraz fazla domatesli ama çok lezzetli. İtalya'dan ayrılmadan limon likörü limonçellonun tadına bakmanızı da tavsiye ederim.




Şehir trafiğinde pek çok darbe almış araba göreceksiniz, rehberimiz tekrar çarpılacağı için yaptırmadıklarını söyledi. Torino'da Floransa'da arabaların hep yayalara yol verdiğini gördük ama Napoli'de böyle bir durumu beklememelisiniz. Emniyet kemeri zorunluluğu geldiğinde, emniyet kemeri baskılı tişörtlerin çok sattığını söyleyeyim, gerisini siz tahmin edebilirsiniz.



Kalabalık aileler halinde yaşamayı seviyorlar. Örneğin ailenin genci evlendiğinde evlerine bir kat daha çıkıyorlar, yeni evliler oraya yerleşiyor.



İtalya'daki tiramisunun bizim ülkemizdekiyle ilgisi yok, tıpkı pizza ve dondurmalarının farklı olması gibi. İçindeki peynirin farklılığı ve Rom çok farklı bir lezzet oluşturuyor. Bazı arkadaşlara ağır gelse de ben beğendim. Kafeden çıktıktan sonra otobüsümüzün gelmesine daha zaman olduğunu gördük, bilet alıp bir resim sergisine de girdik.




Bir gece otelde konakladıktan sonra (Hotel Cristina mükemmeldi), sabah bu kalabalık, gürültülü, sıcak insanların şehri Napoli'den ayrılarak havaalanına doğru yola çıktık. Napoli, bir haftalık İtalya yolculuğumuzun son durağıydı. Gezmek, yeni bir kültürü, yeni arkadaşlar tanımak, sanata lezzetlere doymak güzeldi. Ama İstanbul'a dönüş yolunda uçağın penceresinden bakarken, geride bıraktığım sevdiklerimi ne kadar özlediğimi bir kez daha anladım ve onlara kavuşacağım için mutluydum.

Hiç yorum yok: