22 Temmuz 2014 Salı

Anadolu Medeniyetleri, Truva

Anadolu toprakları tarih öncesi çağlardan beri onlarca medeniyetin beşiği olmuş, yapılan kazılarda Cilalı Taş devrine ait yerleşim alanları bulunmuş. Bu topraklarda hüküm süren bütün uygarlıklar, bu bereketli topraklardan faydalanırken aynı zamanda arkalarında bıraktıkları kültürle, Anadolu'ya zenginlik katmış.


Kronolojik sıraya baktığımızda ilk karşımıza çıkan medeniyet, Bronz Çağ'da, yaklaşık M.Ö 3000 lerde, Truva medeniyeti. Truva, Kaz Dağları eteklerine, bugünkü Çanakkale sınırları içinde bir liman kenti olarak kurulmuştu. Uzun yıllar boyunca uygarlık, deprem, yangın ve savaşlar nedeniyle sekiz kez yok oldu, bu nedenle bulunan kalıntılar dokuz kattan oluşuyor. Fakat Truva'ya en büyük zararı, arkeolog demeye dilimin varmadığı Alman Schliemann verdi. Kazı yaptığı yıllar boyunca bulduğu pek çok eseri yurt dışına kaçırdı.




4500 den fazla eser ülkemize geri getirilebildi ama daha pek çok değerli eser (yukarıda fotoğraflarını paylaştıklarım gibi) yurtdışındaki müzelerde bulunuyor. Almanya ve Rusya müzeleri (Puşkin Müzesi, en çok eser bu müzede bulunuyor) bunlardan bazıları.


Truva (Troy) medeniyetini tanımamızda sanırım ünlü Truva atı hikayesinin katkısı büyüktür. Bildiğiniz gibi Truvalı Paris, Yunanlı Helen'i kaçırır ve savaş başlar, (asıl savaş nedeni boğazların egemenliğidir) on yıl süren savaştan sonra Yunanlılar savaş alanını terkeder gibi yapıp, gemilerini Bozcaada arkasına gizlerler. Büyük bir tahtadan at yaparlar ve bir asker bunu tanrıçanın hediyesi gibi Truvaya sunar. Truvalılar tanrıçanın korumasını kazanmak için atı içeriye alır. Gece galibiyet kutlamaları yapılırken, atın içindeki askerler dışarı çıkar, yağmalama başlar. Sonuçta Truva harabeye döner, Menelous Helen'i  de alır, Yunanistan'a geri döner...

Dilerim yurt dışındaki müzelerdeki eserler, en kısa zamanda bu topraklara, ait oldukları yere geri döner.

Hiç yorum yok: