16 Haziran 2013 Pazar

Bozcaada (birinci bölüm)


Üç günlük kısa tatilim için otogardan yola çıktığımda saatim 12:30'u gösteriyordu. Tekirdağ, Gelibolu, Çanakkale üzerinden Bozcaada feribotunun kalkacağı Geyikli iskelesine yedi buçuk saat sonra vardık. Feribotun son seferi şu anda 19:00 da, sezona göre sefer saatleri değişiyor, gitmeden önce feribot saatlerini incelemek faydalı olacaktır.
Geyikli iskelesinden aldığım gidiş dönüş biletine 6 TL ödedim ve yolculuk yarım saat sürdü.
42 kilometrekarelik Bozcaada'nın (eski adıyla Tenedos) tarihi İ.Ö 2000 yıllarına dayanıyormuş. Bağcılık da adanın tarihi kadar eski, şu anda beş şarap fabrikası bulunmakta; Rumlar ve Türkler beş asırdır burada birlikte yaşıyor.


İskeleye yaklaşırken solda Denizci Aburga Ahmed Dede Türbesini, balıkçı barınağını, sağda Bozcaada Kalesi'ni görüyorsunuz.



Diğer tarihi yapılar, Alaybey Mahallesi'ndeki Alaybey ve Mehmetpaşa Camileri, Cumhuriyet Mahallesi'ndeki Kinisis Teadogu Kilisesi, Ayazma'da bulunan Aya Paraşkivi Manastırı.



Bozcaada'da çok sayıda koy bulunuyor. Bunlardan en bilinenleri Ayazma ve Habbele koylarına minibüs çalışmakta. Ayazma Plajı hemen derinleşmeyen denizi, incecik kumu ile beni büyüledi. Arkadaki tesisin çatısına kuruması için asılmış çiroz balıkları ilginç bir görüntü oluşturuyordu. Su benim için soğuk olsa da kıyıda olmak bile güzeldi.


Sezon dışında adada olduğum için Rüzgar Gülleri'ne minibüs seferleri yapılamıyordu. Üzüntümü kaldığım pansiyonun sahibine ilettiğimde, beni arabasıyla götürebileceğini söyledi, rüzgar güllerini onun sayesinde görebildim.


Rüzgar Gülleri Türkiye'nin üçüncü rüzgar enerji santralı. 44 metrelik 17 tribün 2000 yılından beri enerji üretiyor. Tribünlerden bir tanesi adanın enerji ihtiyacını karşılıyormuş, diğer enerji deniz altından ana karaya gönderiliyormuş.

Yazıma ikinci bölümde devam edeceğim.

Hiç yorum yok: